305 views 8 mins 0 yorum

Tarih Notları

In Mektup
Şubat 02, 2023

Tarih Nedir?

En basit tanımıyla tarihe, “İnsanın geçmişidir” diyebiliriz. İnsanın merak eden bir canlı olması nedeniyle, tarih merakı, istemsiz gelişen bir ihtiyaçtır. Dolayısıyla tarih, geçmişin ilmidir. Tarihî geçmişten maksat, insana temas eden hadiselerin tümü olmakla beraber, esasında insanı etkileyen hadiseler bütünüdür. Tarih ilminin işleyişi ise elde edilen belge ve buluntuların yorumlanmasıyla meydana gelir. Bu bağlamda F. J. Turner’a göre tarih, “Geçmişten bize ulaşan, günümüzde ortaya çıkan tenkitçi ve yorumcu bir anlayışla incelenen kalıntılar”dır. Başka bir deyişle tarih, insanın yapıp ettikleri ve kişinin kendinden başlayarak kendisini çevreleyen her şeyi anlamlandırma çabası olduğunu söyleyebiliriz.

Tarih ile Geçmiş Arasındaki Fark Nedir? 

Adına geçmiş dediğimiz akışın, kendiliği bakımından bir mahiyeti yoktur. Çünkü evrendeki her şeyin bir geçmişi söz konusudur. Güneşin, ayın, yıldızların hatta ağaçların bile… Ancak evrene içkin tüm geçmiş hadiselerin önemli ve anlamlı hale gelmesi, insana olan temasıyla açığa çıkar. İnsana temas eden her geçmişin de tarihin konusu olması için bir tarihçinin ya da gözlemcinin olması gereklidir. Yani bir işaret edenin… Herhangi bir geçmiş olaya ait işaret edici olmadığında söz konusu olayı gündemimize alamayız. Dolayısıyla geçmişi tarihin konusu haline getirmek için ön şartımız insana temas eden yönünün olmasıdır. İkinci şart ise o olaya bir işaret edenin yani tarihçinin varlığıdır. Kısaca tarih, bilinç yüklenen geçmiştir ve yeniden canlandırılması gerekir. 

Tarihsel Düşünce Ne Demektir? 

Tarihi insana temas eden olaylar bütünü olarak ifade ettim. Tarih merakı ise insanın en temel ihtiyaçlarından biridir. Bu sebeple tarihi anlamlandırma ve yaşamımızda değerli hale getirmek için sistemli ve bütünlüklü bir yapı içerisinde düşünmemiz gerekir. Yaşanılanların zaman dilimlerini tespit etmek kronoloji ilmini meydana getirmiştir. Tarihi kronolojik bir düzlemde açıklamak, olaylar arası bağlantıların kurulmasını kolaylaştıracağı gibi insanlığa doğrudan etki eden gelişmelerin mantıklı bir iz düşümüdür. Kendi içerisinde tutarlı ve anlaşılır bir dünya tarihi ortaya çıkartmak için tarihsel düşüncenin inşa edilmesi kaçınılmazdır. 

Tarih Biliminin Faydaları Nelerdir?

Mübahat Kütükoğlu, “Geçmişini bilmeyen, yani kendini tanımayan bir toplum, tıpkı hafızasını kaybetmiş, akıntıya kapılmış gibidir” der. Tarih merakı evvela kişinin kendinden başlar. Kim olduğunu sorgulama ihtiyacı duyan insan, ailesinden başlayarak soy geçmişini ve içinde bulunduğu toplumun gelişim/değişim sürecini merak eder. Çünkü her insanın, tarihi tecrübeye danışarak oradan cesaret alması ve hareketlerini ona göre planlaması gerekir. Bu suretle tecrübeler işlevsel hale getirilir.

İbn Haldun’un “Su nasıl suya benzerse, bir milletin geleceği de geçmişine öyle benzer” ifadesini hatırlarsak, geçmişten bir takım dersler çıkararak hem bireyin hem de toplumun daha iradeli hareket alanına sahip olmasını sağlar. Paul Valery‘nin ifadesiyle söylemek gerekirse “Tarih, bize önceden görme imkânı pek vermez, fakat zihnin bağımsızlığı ile ortak olduğundan bizim daha iyi görmemize yardım edebilir.”

Toplumlar da geleceğini inşâ etmek için dayanak noktaları arar. Bu dayanakların başında geçmişin bilgisi yani tarih gelir. Tecrübeler geleceğe adım atmada en güvenilir basamaktır. Daha önce denenmiş ve sonuç vermemiş bir kararı geçmiş tecrübeden öğreniriz. Böylece yeni bir yol aramak gerektiğini düşünürüz. Bu sebeple geleceğe dair kurguladığımız ne varsa evvela geçmişte bir benzerinin olup olmadığına bakmamız icap eder. Geçmiş ve bugünün, geleceğe dair oluşturulacak potada eritilmesi sahih bir bakış açısı sunacaktır. Fakat toplum olarak, tarihten faydalanmak yerine tarihle kavga etme yolunu tercih ediyoruz. İçinde yetiştiği çevreye göre bir anlam dünyası kazanan kişiler, tarihten ders çıkartmak yerine, günümüzde kendisi gibi düşünmeyen ama aynı toplumun bir parçası olan diğerleri ile kavgasına malzeme bulma telaşına kapılıyor. Böyle olunca da, tarihi bilgiyi maksadının dışına taşırmış oluyoruz.

Tarih öğrenmenin faydalarını Mübahat Kütükoğlu şöyle açıklar, “Tarih, insanlarda ahlak şuurunu uyandırıp manevi değerlerin gelişmesinde rol oynar. Aileden başlayıp millete doğru gelişen bir sevgi ve bağlılığın doğmasına imkân hazırlar. Böylece tarih, bir ferdin ait olduğu milletin, üstünde yaşadığı vatan topraklarının geçmişini öğrenme ve araştırma arzusunu ortaya çıkarır.” 

Akademik Tarihçilik Nedir?

Akademik tarihçilik, geçmişin tarih sahnesine çıkartılmasında önemli bir yere sahiptir. Akademik tarihçiler, tarihin yöntemi üzerine kafa yormuşlardır. Bu süreçte belli bir sistem meydana getirmişlerdir. Bu sayede işaret edilen hadiselerin kapsamlı ve derin bilgisine ulaşmanın yolları açılmıştır. Tarihin sözlü ve yazılı kaynaklar kullanarak sentezlenmesi için akademik metotların kullanılması gerekir. Varılan sonuçların ise denetlenebilir, sorgulanabilir, geliştirilebilir olması için yegane yol akademik tarihçiliğin metotlarıdır. Bu açıdan akademik tarihçilik, gerçek bilginin sahih yöntemidir.    

Müselman Cahit Servergil

Bir yanıt bırak
You must be logged in to post a comment.