352 views 3 mins 0 yorum

Hususi Bir Ayrılık

In Şiir
Temmuz 24, 2023

Garip bekleyişi savurup da geçti akşamüstü,
garipti, çünkü hâlâ atılmamıştı gözleri mahmur olan,
merhametle baktığı o içindeki kuyuya…
Fısıldanmış öğretileri kapatıp bir fanusa
sevdanı tutuştur elime bu kahredici yılgılardan usandırıp da
hatırlat ıslanmamış yağmuru koparıldığımız gündüze,
biliriz ki kalabalığın telaşını ısmarlamaktan çekinmez,
zoraki meşguliyetleri hevesli ölümlerle birlikte sunan çağ,
ben kelimelerin ağırlığı altında savaşmaktan yılmışken
sen yine de beni, bir şiiri okur gibi hatırla!

Ben… sabah sekiz akşam beş, siyah kâğıt üzerine siyah kalem,
karanlık gölgende bir bulut serinliği, kuytuda ağlanan gözlerin,
çalakalem sürmeler, yer çekimine teslim olan hâlin…

Akşamın seyri düşerken manzaraya, kayalarda izi kalıyor geçen dalgaların,
güneş aynı güneş, biz ona akşamı ekledik böylece romantik oldu ışıltılar,
bir aydınlığın önünde iyice kararıyorken gözlerin,
sahile uzaktan geçiyorken bu gemi,
tüketmeden zamanı her anımda hissedebiliyorum artık
parmak uçlarıma adını kazıdığım çakımın heveslenişi,
bana kasırga olanın verdiği o çekici ıstırap,
gölgelerin adımı taşımaktansa adlanışı,
işte yine hatırlatıyor o çalık mimariye,
fakat mahşeri kalabalığın ruhumu kasvete sürükleyen
sessiz ve sanki bir isyanı başlatacakmışçasına kendinden emin bakışı,
dostların kaçak sigaraları altında dumana karışıyor,
şimşek mi inen göklerden, nedir bu sözlerin yad ellerden çektiği,
bilmelisin, Tanrılarıyla aram hiç iyi olmadı, bundan
sözümün bitmesini beklememeleri, ruhumu satışa çıkarışları,
ben elde kalan birkaç şiir ve gecenin ortasına kurulmuş saatimle korkmuyorum,
övüncüm, kendimce kırdığım birkaç puttur…
sen yine de beni, kraliyet saat kulesini yıkmış gibi hatırla!

Ben savaşın ortasında bulmadan seni,
bir savaşı başlatmıştım, kendimi bir kuyuya atıp da
hem senden yaralanmak uğruna hem belki durulmaya
bunu da bilmiyorum belki yaşamakta ölüm gibi mücbir sebep
ve belkiler kaldı bana terletici bir akşamdan
-belki böylesi hayırlı-
belki de tamamen soyana kadar üzeri örülü aşkı
hatta enkazı kaldırılana dek gönüldeki taşların, kırılmalı,

çünkü kırmışım devasa yargıları pabuçsuz koşarak
sen yine de beni, at üstünde savaşır gibi hatırla!

Yakuphan Ustaoğlu

Bir yanıt bırak
You must be logged in to post a comment.