Önümden bir kuş geçti kayıtsız,
Gelseydi yanıma önemli olacaktım,
Gitti ve önemli oldu.
Milyarlarca gözüyle gecenin,
Bakınca rengine,
Yarı iletken harf biçiminde,
Aktığım olurdu,
Gelseydi önemli olacaktık,
Uçtu.
Anayasanın ikinci kısım ve,
Dördüncü bölümü buna karışmaz,
İkinci kısım vatandaşlık hududu,
Birinci kısım üçüncüden ayrılmaz,
Yedi parmak, yüz yetmişyedi boğum,
Onaltısı geçici,
Gün her zamanki yerinden batıyor,
Ölümse kaçınılmaz.
Vuslat teri döküyor ruhumuz,
İnsan biçimiyle etten ve deriden,
Kandan ve kemikten bir zarf,
Üryan bir hamur gibi yoğruluruz,
Tabâbet bunları kavrıyor ancak.
İnsan yorulduğu ile yoğrulur,
Ve öyle de doğrulacak.
Varıp da diyemediğim sır,
Bir harfle müsemmâ,
Mesele,
Bütün aklımı sermekse bütün aklımla,
İşaret fişeği yerine koydum horozu,
Kendi kendinin ouroboros’u,
Yukarı bakıp aşağıyı düşünür,
Tersine tekâmül bugünlerde moda,
Odla ilişkili o da.
Acımı geçiyor acım,
Hatırlayasım yok eskisi gibi,
Acımı içiyor acım,
İşlek bir karınca hattı gibi,
Yandaş ve yöndeş uçlu çatal,
Dokuz kez köz bilemedin on,
Birkaç çisenti ve adezyon.
Esrik ve içkin bakışlar,
Sessiz ve aşkın keder,
Kiminle beraber?
Yanlış soru ve yanlış cevap,
Theseus’un gemisi yepyeni,
Buna bedel olarak,
Eskisi gibi değil yalnızca,
Bugün öylesine bugün,
Şimdi öylesine şimdi,
Eskisi gibi olmadıkça.
Keder isabetli bir nota,
Soylu bir mübarek demedi mi:
İnsan dâimâ hissiyatının tesiri altında.
Sessizliği çalan radyo,
İki anlamı birden hecenin,
Korkunun bile mevcut fantazisi,
Bir yahudiye acımak moda,
Ki o da günümüz nazisi.
Gözlerim ağzını kocaman açmış,
Gözleri virgül mü,
Yahut kara bir nokta,
Gözü mü,
Yoksa gözlerindeki mi kara?
Sen güzelim âşık,
Güzel şeyler söylemeli sana,
Gözlerin birer süs sûretinde,
En güzel gözler senin,
En güzel sen bakarsın dünyaya.
Buralarda bazımız,
İşaretsiz bir soru gibi,
Tren raylarındaki çığlık gibi,
Elleri hâlâ,
Eski günleri yanında gezdirir gibi,
Dağınık ve seyrek yüzleri,
Kediler neden gitmez psikoloğa?
Sıranın sonuna bilet buldum yetiş,
Sıradan biriyiz artık,
Sıradan biri hangi sırada,
Ki matah yahut mahsur,
Düşünüyorum da,
Belki de üç boyutlu bir ayna olduğumdan,
Bazı şeyler böyle olduğundan,
Elbette isyan,
Ama partizanca değil,
Eskiden anlamlı ve derindi,
Şimdiyse sıradan.
Akşam yukarı tırmanıyor,
İçimde sası bir kusmuk,
Ne kadar ölümcülsem,
O kadar canlıyım,
Uydurmuyorum bunları,
Yarım yamalak değil yırtık sayfa,
Bazı şeyler yeniden anlatılmalı,
Anayasanın özgürlük tanımı,
Lirikal savunma sanatları,
Serebral nabzın emareleri,
Libarel hûşûnun gardiyanları,
Neyse zaten,
Belli ki bir tür teknik bu ağrı.
Siz hiç,
Kederli bir ayyaşı dinlediniz mi,
Düşündürücü olurdu,
Siz hiç,
Dünyayı karşınıza aldınız mı,
Heyecanlı olurdu,
Çoktan çağırdım adını,
Çoktan çağırıldım yeniden,
Hepsi ölümlü bir ipin ucuydu.
Hatırana yer bırak ölümden,
Öldükten sonra yaşanılır,
Hiç ölmeden.
Tecâhül-i ârifin yaftası müphem,
Ruhu kıskıvrak buna değindim,
Parçalayıcı ol,
Bir yırtıcı kadar kırılgan,
Parçalayıcı ol,
Karbon bazlı ve yaşayan bir biçim,
İçinde dâhilî bir ölçü birimi,
Sustuğun ya da söylediğin,
Hangi normun normali?
Gerekli olana geç kalınır,
Kalkışa geçmez tren,
Sürüklenerek yol alan bir paça,
Bir yırtık kaç yamayı emzirir,
Gördün mü,
Endişesini taşımadığın gecikseme,
Yükünü taşıdığın bir nedamete,
Nasıl da dönüşüyor.
İşaretini değiştirdiğim soru,
Bunları cevaplıyor,
Yine de dinmiyor çatlak.
Belki de sana zam geldi ve,
İlginç bir açıdan,
Düşündürücü sanıldın sadece.
Söylememek için bir şeyi,
Söylediğim onca şey,
Leylim leyl.
Bir renge dalıp,
Ressamı unutmak mı yaşamak,
Örüntümü çözmeliyim,
Yeterince zamanım var,
Hürriyet kafesle doğrusal,
Göğsün buna âşinâ,
Başka bir şey söylememeliyim.
hâfî