397 views 2 mins 0 yorum

Yol

In Şiir
Eylül 29, 2023

Konuşmayı öğrenmeden evvel dua etmeyi öğrendim
bir gün şehrin, dünya çıkmaz sokağında bırakınca
beni şeytandan koruyan ellerini,
öğrendim kalbin kanla birlikte dert pompalayıp,
vücudun her yerine dağıttığını,
vuslata teminat bildim birden ayrılan yolları
biliyordum ki büyük ayrılıklar getirecekti
büyük kavuşmaları,

sesini yeni keşfeden bir bebek gibi
çığlıklar atıp kaçtım kendimden
kapılar vardı açılmayı bekleyen
hep bilinmedik yerlerden girdim,
şükür, yara almadım diyemeden
gördüm ki soluduğum hava,
kaygısız dediğim başım hep bir başkasının eti,
sönmeyecek sandığım ateş
birkaç çalının telaşından başka şey değilmiş,
işte şimdi keşfettim dediğim her kapıda
gördüm çoktan girildiğini içeri
çoktan tüm lokmaların tüketildiğini, gördüm
ölümün burnuma kokusunun hicranla geldiğini,

bir gece gibi karıştım dünyaya, bir gece gibi karardı ellerin
gördüm zamanın yüzünde eskidiğini, aldatıcı çağırışları,
bakışların, sanki rutine bağlayacakmış gibi
gaflete daldım ve her seferinde farklı bir
müjde bekledim senden,

nesnel ufka alıştım
kalmadı geriye dönülmekten başka şey,
görüldü çağın sessizliği,
insanların dikey mezarlara ölmeden girdiği,
vuslata ermeden geldi firkat,
aşıldı bilindik günler
sonsuz huzurun eşiğinde,
sükuta erdi kâinat
dağlar kaldı Dadaloğlu’na,
sana ufka bakan bir mezar ayırdım

ruhuma sarıl, mesafe katma
sıralı ölümü öldüren
bir ölüm bıraktım.

Yakuphan Ustaoğlu

Bir yanıt bırak
You must be logged in to post a comment.