536 views 4 mins 0 yorum

Vaktin Bekçisine

In Şiir
Ekim 13, 2023

Ak ey sema, ak,
zaman mihnete gebe,
ruhları sarmışsa da hüzünlü merak,
haberim var sana, bu yangını söndüren,
haberim,
haberi taşıyanın ismiyle müsemma,
bir müjdeyi taşır ötelerden Burak,

hatırla,
burada kavuşmanın adı ahiret yazılı,
yağmurdur yağan saçlarına, korkma,
senden yayılır âleme misk-i amber kokusu
bilmelisin
çırpınmadan, süzülerek geleceğim yanına

ey alçalan gök, ey yükselen toprak
bir katre gözyaşı hatırına bizi kucakla,
ey rüzgârın titreten ayak seslerini
bir haberin haşmetiyle kamçılayan,
ey elemle geçen her geceyi
bir ölünün ıslığıyla
muhayyer makamından çalan,
söndür sinemdeki asırlık yangını
ayyuka çıksın bahçeme sarkan gargat ağacı
çünkü yaşayacakmışım pahasına
kondurmadım namahrem elini hiçbir sözün başına,
kondurmam,

bilsin bunu insanlar,
bir güz vaktini terke isabet getirince
hüzünden ilham almış kelimeler de geldi,
güzellik göçtü tahayyülün inceliğinden
arşa uzandı mazlum feryadı, ölüm meleği de geldi,
düşle geçen bunca zaman kabus gibi çöktü üstüme
ruhuma bin hışım ile değmeye cüret edince karanlık bakışlar
dünyam karardı, karardı gökyüzü,
ama bir kez olsun yürümekten geri durulmadı yol,
yüründü götürdüğü yere,
yüründü
ve kelimelere heybet veren rahmeti de geldi,

gel,
sen ki irkiltensin dünyanın karanlık rengini,
bakmalı
ve bir bakışınla bir devri kapatmalısın,
ateşli mermileri göğsünde soğutup
yeniden bakmalısın
ebabil inceliğinde üstümüzden geçen şu kahin buluta,

sen de kaldırmalısın ellerini semaya,
sen de böyle hücum etmelisin,
çünkü elden bir şeyin gelmediği vakit yoktur,
kaldır ellerini
meşruiyet kazansın sende direnmek,
bir dua daha ısmarla Yaratana
zaferle dönsün evlerine vaktin en güzide bekçileri,

sen göğsünde taşırken böylesi aşkı
fark etmesen de bir ırmağın koynunda akarsın,
ne yaklaşabilir sana kafir cinler ne sesleri anlaşılır,

sorar âlem dile gelse,
“ben mi onu yoksa o mu beni sırtında taşır?”

evet bir kalabalığın ortasındasın
şimdi sana en çok hüzün yakışır,
taşlar apardıkça sapanındaki gergi
karşı bahçede kızgın güller açılır,
çünkü sensin yakıştırmayan
bahçeye kiremit tozlarını,
sensin dünyayı gül kokusuna tevcih edecek
evet gelmelisin, çünkü yine sensin
ellerinde bir savaşı başlatan kırmızı,
savaş boyası değil onlar, alışmalısın,
bakışların yukarıda ve ellerin açık,

hatırla,
gidin demişti mübarek sesi,
gidin,
sıkıntıya düştüğünüzde Beyt-i Makdis’e,
orası şüphesiz, haşr ve dirilişin
gerçekleşeceği yerdir,
gidin
ve namaz kılın orada.

Yakuphan Ustaoğlu

Bir yanıt bırak
You must be logged in to post a comment.