
Kanunlar muhayyer makamından güzelliği çalınca
keşfi bekleyen bir ezgi olurdu gözlerin
inciler gecenin göğsüne nazlı nazlı dökülür
vapurlar gözlerinin kıyısından geçerdi
güzel kadınlar dilini ısırır
ardından çirkince konuşmaya çekinirdi
geçtiğin toprağa güzelliğin yayılır
kır çiçekleri seni taklit ederdi
her çiçeğin yaprağında parmak izin
her sözün ardında gözlerin vardı
sazende susar, melal geçer, yaz biter
mekan gize karışır, toprak insanı çekerdi
güya güz gelecek, güya sen gelecektin
sühan lal, pusat tutuk, bineğin nalı kırıktı
ben de en sonunda uykularımı kaçırdım,
ölüm yumruk mesafesinden göz kırptı bana
entrikalar, tahta kalem ve birkaç soluk
kağıdım önümde nefes nefese kaldım
korkmadan yürüyüp şehrin kalbur kokmayan,
şırfıntılık dolaşan caddelerinde,
sessizlik kervanına karıştım sensiz,
sıfatlar bir, eylemler bir
peyderpey bir seyir
yürümek, yaşamak ve ölmek bir
hepsi birdi sensizken
Yakuphan Ustaoğlu