
Bilesin ki muradım,
kaçmak değil bahtımdan,
bilesin ki rüyalar,
Yusuf’tan sonra bozuldu
ve bilesin ki kuyudan
başka çıkan olmadı
evim, huzurum, uzağım, ellerin…
matem sona ermiş,
kuzguncuklar kırılmış,
başka hayatı tanımıştı gözlerim,
bir ihtimal daha yoktu iflahıma
an olsun gözlerini benden ayırdığında,
bir ihtimal dahi yoktu ıslahıma
an olsun beni bende unutursa kaderim
eylülüm, hasretim, tuzağım, gözlerin…
bilesin zorlama bir çağa yazılmışız
biz çıkardık masumiyeti kaybolduğu yerden,
ayan oldu sırrın kendisi,
biz koruyamadık sonra onu, öldürdüler masumu,
ilk taşı ben attım kendime
sana kayıtsız kalamadım,
uzandı yorgunluğuma ellerin,
eylül akşamı, küresel ısınma
ve her şey üst üste
sana geldim,
tazelendi nefesim
duam, rüyam, sevincim, bilesin
âlem sende birleşmiş
yer ve gök ayrılmıştı
iki olmamış,
her şey birdi
bir kuyu vardı mütemadiyen düşülen
bir su vardı gözlerime dolan
bir yol vardı aynı sona çıkan
bir O vardı bunların hepsini yaratan
bir bir oldu olanca,
bir bir kırıldı sonra
birliğim, dirim, nefesim, nerdesin?
Yakuphan Ustaoğlu