(Fâ`ilâtün fâ`ilâtün fâ`ilâtün fâ`ilün)
Bilmeden ben dil-i misbah anda püryân eyledi
İhtiyârım ol ki demden terk-i pâyân eyledi
Külde sırdan pâye almış hârı âyân eyledi
“Aldı gönlüm yâr evvel sonra vîrân eyledi
Ah kim dil mülküni alan tâlân eyledi”
Sen misin şol serv-i müjgan pür-i ahraz eyleyen
Def-i meltem nevm-i ebred ömrü poyraz eyleyen
Çölde serab gölde turab nüşre ibraz eyleyen
“Bâg-ı hüsne kâmetün serv-i ser-efrâz eyleyen
Ben hakîri sâyeveş hâk ile yeksâne eyledi “
Hâli mâmur kendi hârab ol satanlar kendüyi
Gönlü berk-âsâ kanat yârdan atanlar kendüyi
Şol kıyâmet kopmadan hep kurtaranlar kendüyi
“Katre-i nâ-çîzden kemter tutanlar kendüyi
Katreyi deryâ idüp deryâyı `ummân eyledi”
Göz yakîn ister de kalp teslim olup etmez güman
Önce Hakk’ın sonra aşkın varlığından Müslüman
Tartma aşkın cüssesin âlemde yoktur ol mizan
“Aşk bârını götürmezken zemîn ü âsumân
Avn-i hakk bir nâ-tüvâna anı âsân eyledi”
Bîvefâ esvâbında sırrın âşikâr olmaz heva
Çehre mesrur olmasın dersin Güzel aşktan yana
Anda oldum aşk-ı hummâ aşk da Münhasır sana
“Aşkdan kurtulmadan Yahyâ ölüm yegdür bana
Kangı `âşıkdur ki derd-i aşka dermân eyledi”
– Münhasır