İbret: Bir gün, İmam Azam’ın hocası Hammad, ona: “Evladım, akıl nedir, akıllı kimdir?” diye sordu. İmam Azam, o zaman henüz gençti. Biraz düşündü ve sonra:
“Efendim, iyiyi kötüden seçmeye akıl; bu aklı taşıyana da akıllı denir?” dedi. Hocası Hammad:
“Bu yeterli bir cevap değildir; çünkü hayvanlar da bir dereceye kadar iyi ile kötünün arasını seçebelir. Mesela, bir hayvan, kendisine yeyicekle gelenle sopayla geleni fark eder! Yiyeceği görünce koşarak gelir, sopayı görünce kaçar” dedi. Bunun üzerine, İmam Azam, hocasına:
“Efendim, sorunuzun cevabını siz lütfedin.” deyince, üstadı şu cevabı verdi:
“Gerçek akıl, iki iyi ve faydalı şey bir araya gelince, hangisinin daha iyi ve daha faydalı olduğunu bilip seçmektir, asıl akıllı da bu seçimi yapan kimsedir.”
Aklın, dengede olanı en iyisidir; ahmak gibi, haddi aşan, ölçüsüz işler yapan, kendini beğenen, insanları küçümseyen, hakka boyun eğmeyen, her işinde isrâfa giden dahiler de dinimizce yerilmiştir.
Dilaver Selvi – İçimizdeki Dünya,Hoşgörü Yayınları,sayfa:138