Bilmelisin ki, itikad, safa ve gönül huzuruna sahip insanların huyudur; eleştiri ise bozulmayı celbeden bir huydur. Şüphesiz ilki daha faziletli ikincisi ise daha güvenlidir. Ey gayretli tâlebe, teslim örtüsünü ser; inkâr köleliğinden özgürlüğe çık, fikir kürsüsüne otur, mücahede elbisesini giy, müsade ve muvafakat tacını tak. Ey sen! (24a) Sadece icma edilen bir hususun inkâr edileceğini bilmedin mi? Burada inkâr yönleri ya da yapanın haramlığına inandığı durumlar ortaya çıkmıştır ve apaçık şartlar gündüz aydınlığı gibi tamamen yerine gelmiştir. Şeyh Zerrük’un ve Nevevi gibi başkalarının belirttiği üzere, yüceliği meşhur ve dindarlığı malum bir kimse hiçbir durumda bunlara itiraz etmez. Nitekim Nevevi Şerh-i Müslim’de Müsâ ve Hızır hadisi hakkında dedi ki: “Burada, âlimin yanında edepli olmak, şeyhlere hürmet etmek, onlara itirazı bırakmak ve görünüşte anlaşılmayan fiillerini tevil etmek gibi hususlar vardır.”
Şöyle de denildi: “Bir Müslüman küçük görülmez. Onun yaratılışında bazı sırlar vardır ve bunların ne olduğunu bilemezsin!” Ahmed ve Müslim’in rivayet ettiği bir hadiste, Resülullah (sav) şöyle buyurdu: “Nice saçı başı dağınık, kapılardan kovulan kimseler vardır ki Allah adına yemin etseler Allah onların yeminlerini boşa çıkarmaz.”
Abdülkâdir el-Fâkihî – İslam Ahlak Düşüncesi Sözlüğü,Ketebe yayınları,sayfa:136