Geleceğin hayali, gecikmekle mükellef.
Sabır tanesi gözden yontulmuş güher..
Ve umulmayanı yaşamak, bir vebal gibi
Ehramlar diker de içimde;
Aynı teessüfe çıkar her heves.
Ölümcül olmayan ölümler tanıdım
Sandalyem sanık, masam kumral ve serin
Yeni bir mesai seziyorum toprak kokusundan..
Perde perde kapanan bir ışık,
Sönüyor şimdi karanlığı tattırmak için.
Seziyorum hep bunları
Seziyorum sezgilerin fetih çağına
Bir çağrı işitip, öyle seziyorum.
Düşlüyorum 40’ında aklı yele verenin
Hızırla 40 saat geçirene tâbi olduğu berzahı.
Seziyorum, ilah ilân edilmiş bilimin,
God is dead muştusuyla yeksan oluşunu.
Seziyorum, bu çağ sezgiye erenlerin çağıdır.
Seziyorum, ilk önce sezmiş olanın
Vedası çınlarken ruhumun sır veçhesinde
Seziyorum, bu çağ, çağırma değil
Bağırma çağıdır.
Şehzadelerin baş tacıdır şimdi o türbe.
Ve bir mum yakmak kutlu kabre,
Küfre muttasıl bir ucuzluğa denk.
Ben ki o kabrin başucunda meşale yakmak için
Kibrit kavıyla 40 saati, 40’lar kavline
Medar edecek hüccetler seçeceğim.
Elbet 40’ı çıkacak bu yavru kalemin.
Seziyor ve en semiz kara koçu
Allah’a kurban adıyorum.
Seziyorum, gelecek.
Benim sadrımda bulacak manasını
O mukaddes, o sırlı, o toylu beklemek.
Kıyamet aşısı tutacak, seziyorum.
Samanyolu büklüm büklüm bükülecek,
Ateş dansı en makbul cehri zikre
İnkılab edecek..
Muştu müjdelendi Taha’da.
Diriliş dirilecek, diriliş dirilecek, diriliş dirilecek.
Münhasır