235 views 42 secs 0 yorum

Yürüyüş

In Şiir
Temmuz 04, 2022

Seçemiyorum hangi ayın hangi gününde

Hangi yolun hangi köşesinde

Tutulduk yeryüzünden intikam alan

Yağmurların ihtiraslı gölgesine

Ellerin ve ellerim ıslaktı

Kalp atışlarımız muhtelif

Yürüyorduk

Taziye evi suskunluğu gibi

Dolaşıyordu sesizlik aramızda

Nedendi başımızın bunca eğikliği

Oysa ne Roma’yı biz yakmıştık

Ne de Hiroşima ve Nagasaki

Yürüyordum

Benim gönlümde Uhud, Bedir vardı sanki

Bir gürzün inlettiği kalkan gibi

Titreşiyordu yüreğim yanında

Ufkunda güneşin batmadığı sahillerin kenarında

Kumdan kalesi yıkılan çocuktum oysa

Yürüyordun

Kaldırım taşlarını incitmekten korkarcasına

Gizem bir tabela gibi asılıydı suratında

Firar etmiş gibiydin

Muhayyilemin bin gözlü sarayından

Yanımda hürdün bütün imgelerden

Kavramlardan, ustan

Yürümek

Bütün boşvermişliklerimize

Ah şunu da yapsaydım dediklerimize

Keşkelere, neyselere, ahlara, eyvahlara

Her şeye rağmen yürümek

Bize dair uzayıp giden bir hayale dönüşür

Her adımda düşen yapraklardan artakalan

Bir buse gibi konar yanaklarına

Vuslat kanlı bir gözyaşı gibi

Düşer göz kapaklarımdan

Ve yol kalkar artık önümüzden o an

Yunus Emre Uçar

Bir yanıt bırak
You must be logged in to post a comment.