737 views 16 mins 0 yorum

Metaverse, Gerçeklik Algımız ve Öykülenmiş Riskler

In Araştırma, Düşünce, Öykü
Eylül 27, 2023

İnsanın ontolojik açıdan nerede konumlandığı tarih boyunca hep tartışılagelmiştir. Varlıklar arasında hayvan-ı nâtık denilen düşünerek konuşma becerisine sahip olan bu canlı, ruh ve bedenden mürekkep bir varlıktır. Öyle bir esnekliğe sahiptir ki fiilleri, düşünceleri hal ve hareketleri düşünemeyen hayvanlardan daha aşağı seviyeye inebileceği gibi sürekli Allah’ı zikreden melekler katına çıkmakla şerefini zirveye çıkarabilir. Dünyada bütün insanlar bedensel zevkleriyle beraber ruhlarını da doyuma kavuşturmak için çeşitli uğraşlar içine girmişlerdir. Kimi ulvi yollarla ruhunu tatmin etmiş kimisi kendini inandırdığı birtakım yanılsamalarla kendinden geçerek süfli yollarla ruhunu tatmin etme yoluna gitmiştir. Gelişen teknoloji insanın bütün süfli yönlerini tatmin edici vasıtaları da beraberinde getirmiştir. Mevcut fiziki dünyada zaten var olagelen insanın fıtratına aykırı sapmalar, internet ve sanallık ile giderek büyümüş ve gerçeklik algısı kaybolan bireyler ortaya çıkarmıştır. Web 3, sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik gibi kavramların hayatımızda yer etmeye başlaması insanların gerçekten daha gerçek bir evren arayışına girdiklerini göstermektedir. Gerçeğin dışarıda dış dünyada değil, ekranda sanal bileşenlerin içinde olduğu ve böylece ulaşılamayanın ulaşılabilir, tadılamayanın tadılabilir, görülemeyeninin görülebilir kılındığı bir evren anlayışı oluşturulmaya başlamıştır. Şu an içinde bulunduğumuz, acı çektiğimiz, sevinç duyduğumuz ve görece bilinçli hareketler yaptığımız kontrol edilmemizin daha zor olduğu fiziki evrenin, kısıtlı bir evren olduğu içinde yaşayan gerçek bireylerin ise kusurlu bireyler olduğu sürekli vurgulanmaktadır. Bundan dolayı öyle bir evren oluşturulmalı ki ölünmeyen -yahut ölündüğü takdirde tekrar yaşam hakkı tanınan- sınırsız eşyanın, sınırsız zevklerin bulunduğu ancak sanal olduğunu hissetmediğimiz gerçekliğinden şüphe edilmeyen bir evren. Yeni kurulan bu evrene içimizdeki evrenin ötesinde olduğu vurgulanarak metaverse yani öte evren, evren ötesi denilmiştir. Bu kavram her ne kadar gerçek dünya ile bağlantılı sanal alemleri ifade etse de amaçlanan gerçek dünyanın simülatif karşılığını, alternatifini sunmaktır. Aslında uzun zamandır hayatımızda olan metaverse, daha çok dijital oyunlar, sanal alışverişler ve çeşitli üç boyutlu aplikasyonlarla kendini göstermiştir. Bu bağlamda gerçeklik algımızın uzun zamandır dejenerasyona uğradığını, oyundan etkilenerek yapılan cinayetlerden, girilen sinir krizlerine kadar pek çok olgu göstermektedir. Bilgisayarlar, android cihazlar ve VR (sanal gerçeklik) lensler gibi gelişmiş teknolojik cihazlar sayesinde içine girdiğimiz sanal evren üç boyutlu arayüzler, çeşitli resimler ve grafikler ile fiziki evrende mi yoksa sanal evrende mi olduğumuz algısını belirsizleştirmeye başlayan bir boyuta bizi itmektedir. Bu da oyun kişiliği ile fiziki kişiliğin birbirine girmesine, gerçekte ulaşılabilir olanla sanalda ulaşılabilir olan arasındaki ayrımın silinmesine neden olarak gerçeklik algımızı tersyüz etmektedir. Her ne kadar fiziksel dünyada bulunsak da duyularımız tamamen taktığımız sanal gözlükte gördüğümüz mekâna ve boyuta odaklanır. Gerçekten daha gerçek olanın içinde olduğumuz yanılsamasına kapılırız. Metaverse evreni bu anlamda rüya ve hayale benzetilebilir. Uçmak, kaçmak, anında mekan değiştirmek, mevsimden mevsime, iklimden iklime geçmek, gibi sadece hayal edebileceğimiz şeyleri bize artırılmış gerçeklik teknolojisi sayesinde sunabilmektedir. Bu tür sanal alemlerde her türlü çirkin, gayri ahlaki ve gayri meşru fiilleri yapan insanlar, alışkanlık haline getirdikleri davranışları zamanla normalleştirerek fiziki alemde de yapmaktan çekinmeyecek hale gelecek olmaları en büyük sorunlardan biridir. Sanal olarak şehirleri, tarihi yerleri gezmek, alışveriş yapmak dünyanın öbürü ucundaki insanlarla toplantı ve fikir iaşesinde bulunmak gibi faydalı pek çok imkana olanak sunması dışında yadsınamasak pek çok riskleri de beraberinde getireceği unutulmamalıdır. Bunlardan kısaca bahsetmekte fayda var.  İnternet aracılığı ile sanal gerçeklik cihazlarına, telefonlara ve bilgisayarlara siber zorbalıklarda bulunulabilir böylece mahremiyet ihlaline sebep olabilir. Metaverse evreninde reklam ve tanıtım gibi amaçlarla oluşturulan uygunsuz ve müstehcen içeriklerle karşılaşma ihtimali yüksektir. İnsanların kendilerini dış dünyadan uzaklaştırmaları ve sanal bir dünyaya hapsetmeleri yalnızlık hissi verebilir. Bu yalnızlık hissi aşırı melankolik hallere ve cinnet travmalarına sebep olabilir. Mekan algısı gibi zaman algısı da körelebilir. Oluşturulan sanal avatarlar yoluyla kişisel bilgilerin paylaşılması bu bilgilerin kötüye kullanılmasına sebep olabilir. VR (sanal gerçeklik) ve AR (artırılmış gerçeklik) gözlükleri, baş dönmesi, baş ağrısı ve mide bulantısı gibi sağlığı olumsuz etkileyecek şikayetlere yol açabilir. İnsanların dünyanın her yerinde eşit imkanlara sahip olmamasından dolayı Metaverse’e dünyanın her yerinde aynı anda erişememek eşitsizliğe ve adaletsizliğe yol açabilir. Bütün bunların yanında bana göre metaverse’nin en büyük riski insanları pek kolay ve hızlı kontrol ederek manipülasyona daha açık hale getirme olasılığıdır.

Metaverse evrenine dahil olabilmek için birtakım cihazlar hızla geliştirilmektedir. Bunların başında artırılmış gerçeklik(AR) ve sanal gerçeklik(VR) gözlükleri gelmektedir. Artırılmış Gerçeklik, bilgisayar ortamındaoluşturulan nesnelerinyaşadığımız gerçek dünyaortamı üzerine aktarılmasıdır.Böylece sanal ve gerçek ortambirleşir ve kullanıcıların heriki ortamla etkileşimi sağlanır. Sanal gerçeklik ise tamamen bilgisayar ortamında oluşturulmuş üç boyutlu alanlardır. Sanal gerçeklikle artırılmış gerçeklik arasındaki fark; artırılmış gerçeklikte fiziksel evrenin dışına çıkılmaz, fiziksel evren dijital resimler ve grafiklerle desteklenir ve genellikle konum tabanlıdır. Sanal gerçeklikte ise evren tamamen sanaldır. Üç boyutlu bilgisayar oyunları sanal gerçekliğe örnek verilebilir. Teknolojinin, sanal paraların ve simülasyonların evreninde, dikkat edilecek en önemli husus helal haram hassasiyetini gözetmek ve her halükârda gerçeklik algımızı, zaman ve mekân algımızı koruyabilmektir.

ÜÇ ARKADAŞ BİR GÖZLÜK VE ÜÇ ÖLÜ

Farkında olmasa da sanal gerçeklik gözlüğü ile uyuyakalmıştı. Sanal bir evrende mi yoksa bir rüyada mı oluğunun ayırdında değildi. Fakat çok güzel mücadele edip rakiplerini alt ettiğini görmüştü hayal meyal. Uzun uzun mücadele ettiğini, aparkatları kroşeleri nasıl savurduğunu ve hiç acı hissetmediğini de. Nihayet uyanıp gözlüğü başından çıkardığın da yerde kanlar içinde kalmış iki ceset gördü. Olamaz diyordu hayır olamaz. Şaşkın gözlerle etrafına bakıyor, sadece oyunun içinde olduğunu oyundaki avatarlarla mücadele ettiğini söylüyor yerde yatan iki cesetle bir ilişkisinin olmadığını boşluğa haykırıyordu. Yerde hareketsizce yatan iki arkadaşına ‘’ölemezsiniz daha sizin canınız var haydi yaşam itemlerini kullanın’’ diye bağırıyor ancak en ufak bir tepki alamıyordu. Arkadaşlarının gözlerine baktığında anladı gerçeklik algısını nasıl kaybettiğini. Oyundaki evrenle, doğup büyüdüğü evrenin nasıl içi içe geçtiğini, gerçekle sanalın sarmaş dolaş bir yumak haline gelip zaman ve mekan algısını nasıl yok ettiğini iki arkadaşı gerçekten öldüğünde anladı. Bir çeşit cinnet ve buhran haliyle bu utançla yaşamasının mümkün olmadığını düşündü. Sanal gerçeklik gözlüğünü başına taktıktan sonra pencereye doğru yöneldi. Şimdi en sevdiği oyunda rakibinin üstüne uçarak atlama hareketini yapmıştı. Pat sesini duyan komşular yerde parçalanmış bir gözlük ve bir ceset gördüler. Ölümü oyuna çevirip, öldürücü oyunlar içinde ölümü tadan bu yarı insan yarı avatarımsı varlığın artık tek canı bile kalmamıştı. Game over.

SOLDURAN VE KÖRELTEN

Babaannemin çiçek yetiştirmek için artık gerçek bir çiçeğe ihtiyacı yok. Bazen çiçeklerin kokusunu alamadığından şikayetçi olsa da onların bakımını yapmaktan ve sulamaktan hiç geri durmuyor. Çiçekleriyle ilgilenmeyi çok sevdiğini ancak taktığı sanal gerçeklik gözlüklerinin başını çok fazla ağrıttığını söylediğinde doktor ağrı kesicilerinin dozunu artırmakla yetinmiş. Babaannemi aradığımda genelde ulaşamıyorum çünkü zaten az duyan kulakları taktığı gözlükle beraber hiç duyamaz hale geliyor, bütün dikkati dağılıyor. Bugün beraber balkondaki sardunya, petunya, begonya ve yıldız çiçeğini çöpe attık. Ve gözü gibi sevdiği diğer çiçekleri. Artık bunlara kesinlikle ihtiyacı olmadığını ayrıca sudan da tasarruf ettiğini söyledi. Kendisine aldığım gözlükten ne kadar bahtiyar olduğu her halinden anlaşılıyordu. Solmasından korktuğu çiçeklerden kurtarmıştım ne de olsa onu. Ve zamanla gözlerinden.

SANAL İSTİŞHAD

Daha çok itibar görmek istiyorsa daha çok zenci avlamalıydı. Pamuk bu evrende de beyaz altın telakki edildiği için özellikle pamukta çalışan zenciler daha çok point kazandırıyordu. Hareket ediyor, konuşuyor, susuyor o hayatı pahasına savunduğu ahlaki değerlerini hiçe sayıyordu. Gerçek dünyada onu etiğin babası olarak bilirlerdi. Sanal alemlere daldığında etiğe dair fikirlerinde sapmalar meydana gelmişti. Bu yüzyılın sonunun geldiğini her şeyin bittiğini düşünüyordu. Siyahlar nasıl gerçek dünyada kafeslere hapsedilmişlerse sanalda da beyazların üç boyutlu hücrelerinde vahşi bir şekilde yok ediliyorlardı. Fiziki sömürü yerini sanal sömürüye bırakmıştı. Bu durumda yapılması gereken en etik hareket onları öldürmeye devam etmekti. Bunu bir tür ötenazi yöntemi olarak görüyordu. Onların bir evrende daha acı çekerek yok olmasına göz yumamazdı onları tek hamlede acısız bir şekilde öldürmesi gerekiyordu herkesin. Her öldürdüğü zencinin ruhu, ekrana gelerek ona zenci müziği eşliğinde bir nevi cinsel dans yapıyordu. Bu öldürülen her hayvanın etinden, sütünden, boynuzundan, tüylerinden, kanından, postundan hatta iç organlarından yararlanmanın, aşağı ırklara! uygulanan tarifesiydi… Mutluluğun, şehvetin, baştan çıkarıcılığın, kederin ve hayal kırıklığının acımasız oyunu karşısında ödenen bedel, bütün dünyanın hipnotize edilmesiyle başlıyor, bu pandemik baş dönmesi ve uyuşukluk halini fırsat bilen siber zorbaların atom bombasıyla sona eriyordu. Ebediyyen..

ÖMER TALHA KAVAS

Bir yanıt bırak
You must be logged in to post a comment.