Bu maceraya kapıyı tıklatarak usul usul atılman gerektiğini biliyorsun. Zihnini görüntülerle, seslerle, olaylarla doldurup arıtarak kağıda aktarman gerekiyor. Dünyamız senin gibi yazmak isteyen hatta ne yazacağını bilen ancak nasıl yazacağını bilmeyenlerle dolu. Bunu bilerek başlamak ürpertici değil mi? Bir yandan olanı olduğu gibi, görüneni göründüğü yazmayı istiyorsun. Diğer yandan boşluğu yırtıp kendin doldurmak. Soba, televizyon, […]
Karanlıkta ne arıyorsun? Işık, aydınlık, parıltı adına her ne dersen. Karanlık ve gölgelerin içine saklanan, ancak beni bu karanlık ve gölgelerden çıkaracak bir şey. Gölge ve karanlık yalnızca gerçeği saklar. Karanlıkta aradığını bulmak için o şeyin gerçekten orada olduğundan emin olman gerekir. Gerçek, vasfı itibariyle saklanamaz. Gözle görülemez olduğunda dahi ehlince müşahede edilir. Bazen en […]
Martılar havada usul usul süzülürken araba yamacı çoktan aşmıştı. Meczup, gelen gidenden habersizce etrafına bakınıyor, yarım sigara izmariti bulmak için deveran ediyordu. Meczup dışında herkes bir durgunluk içindeydi. Köyde yaşam, çağıl çağıl akan derenin aksine durmuş gibiydi. Yüzler gergin değil, güleç de değildi. Koca boyunlarında çivi ya da üçgen bıçaklardan hıltar takılı çoban köpeklerinin ifadeleri […]
1 Hiç ikindi görmeyen bir adam vardı. Neden görmediği bilinmiyordu. Ya hep o vakitte uyuyordu ya da kapalı bir ortamda bulunuyordu. Öğleyle akşam arasındaki geçişe, güneşin batışına, şaşaasını kaybedip kızıllaşmasına hiç şahit olmadı. Gün aydınlığının nasıl bitip de havanın nasıl karardığını sorsanız ‘’anında’’ derdi. Ve “bilmiyorum, ben hep aynı ışıkta yaşıyorum” diye eklerdi. Renkleri, şekilleri, […]
Sabah uyanıp pencereyi açtığımda savurucu bir rüzgarla karşılaştım. Yapraklar uçuşuyor, brandalar direniyordu. Beynimin bir köşesinde inzivaya çekilen felsefi sorgular dahi rüzgârın şiddetine dikkat kesilmişti. Bir an rüzgârın heyecan verici ve gizemli bir biçimde bana bir şeyleri getirdiği ya da benden bir şeyleri götürdüğü vehmine kapıldım. Pencereden başımı çekip koltuğumdan gelen sesi duyduğunda bunun vehim olmadığını […]
Kırık mana, özellikle kadim klasik kitaplarımızda cümleleri kelime kelime çevirerek anlam vermek manasına gelir. Son yıllarda üzerine bir hayli çalışmalar, konferanslar ve tartışmalar yapılan Transhümanizmi Julian Huxley’in Religion without Revelation (Vahiysiz Din) isimli eserin de geçen bir alıntının kırık manasını vererek tanımlamaya çalışacağım. Başlamadan önce Julian Huxley hakkında kısa bir malumat vermekte fayda görüyorum. Transhümanizm […]
Fas’ın kızıl şehir olarak bilinen Marakeş şehrinde, tabiatta çok fazla çiçek olmasından rahatsızlık duyan Macit’in hikayesi dillerden dile yayılmıştı. Bu yaygınlığın sebebi genç yaşlarda bir rüya sonucunda yaşadığı aydınlanmaydı. Macit, rüyasında rengarenk karanfiller arasında kamufle olan bir yılan görmüştü. Rüya bu kısacık andan ibaretti ancak Macit’te bıraktığı etki inanılmaz derecede büyüktü. Yılan, ona tehlikenin, […]
1 Denizin derinliklerinde bir dalgıç. Bir köşeye büzülerek inim inim inliyor. Gözyaşları denize karışarak şiiri ve sihri ilham ediyor. Deniz dalgalanıyor. Dalgıç boğuluyor. Deniz de mi gözyaşın da mı? Şiirden mi sihirden mi? 2 Rüyadan bir kare. Alt alta ve yana dizilmiş kargo kolilerinin arasındayım. Ayağıma takılan renkli koliyi açtığımda cennet cehennem vadisinin ortasında koşturup […]
İnsanın ontolojik açıdan nerede konumlandığı tarih boyunca hep tartışılagelmiştir. Varlıklar arasında hayvan-ı nâtık denilen düşünerek konuşma becerisine sahip olan bu canlı, ruh ve bedenden mürekkep bir varlıktır. Öyle bir esnekliğe sahiptir ki fiilleri, düşünceleri hal ve hareketleri düşünemeyen hayvanlardan daha aşağı seviyeye inebileceği gibi sürekli Allah’ı zikreden melekler katına çıkmakla şerefini zirveye çıkarabilir. Dünyada bütün […]
Her sabah uyanırım çünkü ilk rutinim budur. Bu sabahta uyandım. Gözlerimi açıp tavana baktım. Tavana bakışım bir falcının telveye bakışından farksızdı. Uzun uzun bakıp bir işaret ve rumuz bulmak için çaba sarfettim. Bugünde olduğu gibi tavanda bir iz bulmadığım zamanlarda gözlerimle bir şeyler çizerim; suretler semboller arazlar vesaireler… Tavan benim farklı evrenlere açılan portalım sanki. […]