İki Oda Bir Mezarİki artı bir. Odanın birinde ben varım, bana ait olan nesneler var. Diğer odadan bana ait olmayan ama bir şekilde benimle bağlantısı olan şeyler var. Salon cin sığmayacak kadar dar. Eşik soğuk. Duvarlar beton. İçerideki hava ağır. Pencereyi açsam soğuk içeri dolacak. Dışarıya çıksam meydanda oturanların meraklı bakışları sosyal anksiyetemi azdıracak. Salondaki […]
TUFANI HATIRLAPencereden bakanlar arasında tufan günlerini hatırlayanlar vardı. Gemi hareket ettiğinde geriye kalanların nasıl helak olduklarını anlatırlardı. Çığlıkların gökyüzüne yükselişini, dalgaların ‘’mühürlü kalpleri’’ yutarken hiçbir merhamet izi bırakmayışını anlatırlardı. Pencereden bakanlar sadece gördüklerinin değil duyduklarının da şahidiydiler. Yontulmamış sözlerin, yalansız ittifakların. Kütüphane olarak kullanılan odada, eski kitapların tozlu sayfaları arasında uykusuz geçen geceler kimleri kimlerin, […]
Yaşanılabilir, yaşanılamazın içinde eriyip gidiyor.Bir sis kaplıyor ortalığıkarlı ve güneşli bir havanın içinde usul usul beliriveren bir neşe gibi değilinfilak eden bir tertibatın zehirli havasında öldük diyor çocuklarbu sis olamaz. Cıva fulminat veya kurşun azodürden oluşan bir ejderha ateşi ancakHomo Necans, öldüren insan her yerde cehenneme çeviriyor dünyasınıalfalar, betalar, gamalar, seçilmişler, seçilememişler, köleler,sıra sıra diziliyorlar […]
Mortoİdam edildi. İntihar diyen de var. Heykelleri sokakları süsledi. Rejim değişti. Heykelleri idam edildi. Rejim değişti. Heykelleri yeniden sokakları süsledi. Bu defa bir özrün telafisi gibi daha şatafatlı. Kalabalıklar toplandı. Şairler kendi düşmanlarını anlattılar büyük meydanda, kendi dostlarını anlatır gibi. Rejim değişti. Heykeller yıkıldı, meydanlar boşaldı. Taşlar çatladı, bronzlar eridi. Yeni kahramanlar yaratıldı. Yine heykeller […]
‘’Zamanın birinde, birbirleriyle arkadaş olan beş kız varmış. Bunlar her gün tuturuk kazımaya giderlermiş. Bir gün kazıdıkları tuturukla evlerine dönerlerken yorulmuşlar, rastladıkları bir evin kapısını çalmışlar.“Teyze, bizi bu akşam misafir eder misin? Çok yorulduk da” demişler.Meğer orası bir dev anasının eviymiş. Kızları hemen içeri almış, yüzlerine gülmüş, rahat yataklar yapmış, karınlarını doyurmuş ve yatırmış…’’ Olan […]
Eski bir trenin ritmik tıkırtısı eşliğinde, zamanın içinden geçip giden bir yolculuk. Tren penceresinden dışarı bakan bir anne, çocuklarına sarılmış, gülerek poz veriyor. Bu sıcak gülümseme ‘’her şeye rağmen’’ verilen mücadelenin, belki kazanılmış belki de kazanılacağına dair inancın bir işareti gibi parlıyor. En soldaki çocuk, sarkık koluna çarpan rüzgârı hissetmeyecek kadar odaklanmış bir rüyanın parçaları […]
‘’Hiç tanımadığın birinin bakışında hiç yaşamadığın sahte bir anıya tutunur, o an yaşanan karşılaşmayı, yaşadığın bir anıya çevirirsin böylece sahte olan, hatırlanan bir gerçekliğe dönüşür’’. Her şey ne kadar hızlı başladı ne kadar da fark etmedi! Gökyüzü griye dönmeden önce maviydi, o mavi nasıldı şimdi hatırlamıyor, ama biliyor, maviydi. Bütün dünya nefes alıyordu, sanki her […]
Soluk gri delmemle titreyerek gecenin üçünde semaveri yakıyorum. Yalnız olup olmadığımdan emin değilim. Yalnız olsaydım oturduğumda iki bacağı üzerine bırakılmış kocaman bir balon gibi görünen göbeğimle kesin birisi dalga geçerdi. Korkuyorum. Ateşin başında uyuyakalırsam Kamile’yi göreceğim muhakkak. Kırlangıçların yuvasını bozmak için küçük karpuzdan topuzunu sallayarak dolaşan Kamile’yi. Ateşin çıtırtısı kulağıma uzak bir böcek cızırtısı gibi […]
YETMİŞ BİRYetmiş birinci yaşım. Kamburluk sadece yürümemi zorlaştırıyor. Belimi bükense başka şeyler. Zihnim hafif. Belleğimde tutmak için kendimi zorlayacağım hiçbir şey yok. Asker yolu beklemem. Gidenler geldi. Gelenler öldü. Toprak kurudu güller soldu. Günü güne eklemesem de olur. Duvarda aile fotoğrafı asılı. Sandığınız gibi dar değil çekirdek hiç değil. Ağaç dalları gibi budaklanmış bir aile. […]
Bu maceraya kapıyı tıklatarak usul usul atılman gerektiğini biliyorsun. Zihnini görüntülerle, seslerle, olaylarla doldurup arıtarak kağıda aktarman gerekiyor. Dünyamız senin gibi yazmak isteyen hatta ne yazacağını bilen ancak nasıl yazacağını bilmeyenlerle dolu. Bunu bilerek başlamak ürpertici değil mi? Bir yandan olanı olduğu gibi, görüneni göründüğü yazmayı istiyorsun. Diğer yandan boşluğu yırtıp kendin doldurmak. Soba, televizyon, […]