1.
Hiçbir şarkı anmayınca seni,
Miyavla kedicik,
Bu kutuda ikimiz iz,
Yetişemem sana senin kadar,
Uzayan yol râci biziz.
Bizi birleyen o samimi tutkal,
Ne üç günün derekesi kanış,
Ne uzay kabukları ufalanmış,
Yırtıcı bir su damlası bunlar,
Onlar taşıyorlar.
Görev tamamlanmış sen değil,
Ayrılığın unutmuşsun tadını,
Görmemişsin böylesini,
Uzaktan gözlüyorsun yakını,
Diyebilseydin çözünürdük sonunda:
Bu kadar güzel olma,
Uzun bir yolculuğum sonuçta,
Bütün yüreğimi takındım işte,
Kaldırmak kolay mı sevgiyi onunla.
Pas,
Boyutlararası yas,
Anlatmadım hiçbir şey,
Hep aynı oyuklar harfin ucunda,
Etrafı sarılmış en alımlı tonda,
Yüzünü değdiriyor gecenin yüzüne,
Tekrar çağırmasa da,
Nasipse ay ışığına boğulmak,
Ve erkenden uyanmak,
Gizli yanları kalıyor çehrenin,
Gözlerinden bahsetmeden yazdığım için,
Sen değişmiyorsun değişen harflerin.
Anarken bu sokaklar benimle,
Ve yavaşça ciddileşen gökyüzü,
Alışırız balkondaki güvercinle,
Sıcağını sakınmaz da yavrusundan,
Yavaşça çekilir sesler evine,
Artar ve azalır zaman,
Ne kolay unutursun bizi,
Eskisi kadar olmadan.
İşte bir acı gülümsemeye kattığım,
İşte itiraflar dilleri düğüm,
Ve kendime acımasızlığım,
Anlamadın, anlama da, anlatmadım,
Ucu köz bir kalem gibi,
Gitmek îmâsı kalanların.
Savaştayız ne de olsa,
O işaretsin gölgeden,
Neydi adın?
Noktalandım böylece,
Bir yoluyum artık ayaklanmanın.
Anlasana,
Bakıyoruz işte aynı yana,
Boşlukta muallak değilim,
İstediğin kadar kal bakışlarınla,
Gün gelir de sallanmaz bu ritim.
Elleri bağlı gözleri saplanmış,
Lakırdısı boş dediğin,
Ne külden saraylar varmış yolunda,
Kuşlara bile küsermiş onunla,
İncecik örülmüş yükseklik,
Biliriz geçmeliyim.
Rüya derler gerçeklerden uzağa,
Uzaksın,
Benzeme tuzağa…
2.
Kuş,
Farkettim benimle dolmuş tüm oda,
Geldiğimden beri yakmadım ışığı,
Yalnız ufak bir lamba,
Her şey gibi saygıyla,
Sabah doğunca sönüyor o da.
Karmakarışık demek kaynayan bünye,
Böyledir,
Boynunu büker ki sen ürkme diye,
Ey halkası kendi ihanetinin,
Kabını küçülterek mi büyürsün,
Ne gizemler vardır farkında,
Kendi içinde kaç kez sürünürsün,
Sana derdini sorayım da söyle,
Sahibimin gözetimi altında,
Hürsün.
Ey akıl duvarını örten düş,
Haberin yok bundan,
Akacak mısın sen de firak suyundan.
Hâlâ baş harflerinle yazılıyorsun,
Sakladım çünkü açılımını,
Örtülerin altındadır hüsnün,
Serme elaleme muhabbet halını.
3.
Geceye konar sevimli güz böceği,
Gece kocaman bir gizle yürürken,
Anlamazsın biliyorum,
Gözlemezsin biliyorum,
Açıkça bir sükût olur gövdesi senden,
Yirmi dört, yirmi beş sene sürmüşüz,
Ya da sen kaç dersen,
Denden.
Hâfî