- Bab:
Kuraklıktan suyu çekilmiş bir dere görsem
Üzülmüyorum
Musa geliyor aklıma
Dereden karşıya inançla geçiyorum
Ve hayalle karışık bakıyorum ardıma
Ne bir tabur düşman, ne bir ok
Say ki kurşun, tut ki yırtıcı bir hayvan
O da yok
Derenin hışımla akmasını şimdilik beklemiyorum
**
Üstünden geçtiğim derenin taşları yıkayışına aldanmadan
Taşların dereleri yıkadığını öğrendim,
Köylü kadınların çabalarından.
Derelerden su içildiğini de öğrendim,
Babamın hatıralarından.
**
Ben bu suları bir yerlerden hatırlıyorum;
İster atfedilsin kudsiyet,
İster hariçten gazel desin erbabı hürriyet!
Ahdi taze imiş benden
İşittim, işitilenden..
**
Dere yorgun bir işçi gibi akıyor aramızdan
Vadi bir mahfaza gibi şevkatle sarmışken onu
Bu akıp giden telaşa
Taşlar incelerek katılıyor
Ben dahi katılıyorum
Zamanın sonsuz kıvrımından
- Bab
Dere yatağına uğradım geçenlerde
Paçalarımı sıvadım
Çarıklarımı çıkardım ki
Dere yatağında yoktu
Uyanmış olmalıydı
Heves ettim bir kere
Geçeceğim ille de
Vardım baktım bir başka yatağa
Bir de ne göreyim
Koca koca binalar
Yatmış derenin yatağına
Yatsa yine iyi
Uyumuş kalmış sanki ayakta
- Bab
Nerede şimdi o tatlı dereler
Duydum ki bir eşkiya sergüzeştiyle dağlara çekilmiş
Stkys sularının efsaneleriyle fokurduyor
Ali Kuşçu gibi bulutları, yıldızsız geceleri izliyormuş.
Cengizhan orduları gibi mağaralarda
O zaman, bu zaman bulutların yarılmasını bekliyormuş.
Acaba gidip çiçek falan uzatsam
Taşlarına yosun, kırkayak, kurbağa bıraksam
Bu şirinlik ve incelik karşılığını bulur
İnsanlık kurtulur mu?
İnsanlığın kurtulması!..
Evet, evet bayat da olsa
İş görür bu sarfiyat
Vakıflar, dernekler, partiler
Elbette banka hesapları, bağışlar
Ve seremoniler, ödül törenleri, alkışlar..
Tanrım ne de çok kurtarıcı var!
