Gözlerinden bir yudum sevdiğimin,
Susuzluk dillere âşinâ artık,
Silgiyi kağıtlarla rendeleyen benim,
Değdiği yeri hep mi ağartır,
Yoklaştıkça dağılan bu varlık.
Sende ulanan güzelliği,
Tarif edemez anatomik argüman;
Şöyle ki gözlerin dupduru desem,
Kuralım Güneş sistemine iki salıncak,
Bütün mesele bundan ibaret sanılacak.
Göz çukurlarıma gömülmesi bunların,
Göğsüme çoktan dolduğun için.
Basit teorilerle anlatmak,
Yakışıkalmıyor seni,
İzlerken uzaktan yüzündeki deseni.
Diğer tüm değişkenler sabit olduğunda,
Yani azalınca ihtilafı gündemimin,
Ha uzay ha gözlerin,
Ha sesin ha yağmur,
Ha gökyüzü ha ellerin.
Yarım yamalak bir kalp çizerim belki,
Kolaylaşırken işlerin.
Çiçeği gömerken çiçeklere,
Kırdım çiçeği,
Çöplükteki güvercin alaysız,
Bir soru işareti gibi uyuyordu.
Karıncanın cesedi sessizdi geceden,
Olur ya birden görüversem seni,
Işıklar yanmış gibi olurdu.
Bunlar yaşanmış şeyler biri hariç,
Ortak nokta mı lazım ikizine ruhun,
Üç hâneli noktalar gibiyim,
İstediğin nokta olsun.
Tatlı serum kanında,
Mescit morgun yanında,
Diğer tüm değişkenler sabit olduğunda;
Ha otobüs ha yatak,
Ha sevmek ha hayatın anlamı,
Ha susmak ha susamak,
Bir lokma daha kelebek hatrına,
Hakiki bir irtifa hakkında,
Duymuşum zaten kanatsız uçmayı.
Şu bendeki bulanıklığı,
Tahlil edemez soyut haz eğrileri,
Bileyip durdum kalemi kağıtlarla,
Af dilerken dahi sürçüyor lîsan.
El âlem yamacında serbest ötüşür,
Sürülmüşken ben yamacından.
İlenmiş bu ipliği çözelim dersen,
Aşktır mest eden aşıkları,
Olmaz öyle meyle falan.
Sensiz dönmüyor gibi şu dünya,
Ya varlığın yayılacak ya yokluğun,
Her çizgi senden mülhem olunca,
İsminle müsemma içlenirim.
Senin o güzelim yumrukların,
El kapısının alnını sıvazlamasın,
İstersen gideyim ama sen kalmalısın.
Tüm değişkenler değişip dursun,
Bir şey hep aynı biliyorsun,
Kendini arayan bir dedektif gibiyim,
Belki bir tarif olursun.
Koordinatlarımız yakın,
Göğsüme değmiş ulaman,
Anla artık baksana geçiyor zaman.
hâfî
